Otağ

Otağ

Türk hakanlarının çadırları kubbeli olur ve gök kubbenin yeryüzündeki bir modeli olarak telakki edilirdi. Eski Türk devlet teşkilatına göre, gökkubbe altında devlet, çadır kubbesi altında ise ailenin mahremiyeti bulunurdu. Eskilerden beri halk arasında kullanılan “çadırını başına yıkmak” deyimiyle, devletin veya ailenin yıkılmasının kasdedilmesi, çadırın Türk kültüründeki manasını açıklamaktadır.Hakan otağı, maiyet otağları ve diğer kişilerin çadırlarının savaş ve sulh zamanında belirli bir kurulma düzeni vardı. Bu düzen asırlarca bozulmadan devam etti. Kırgızlarda, ortaya hakan çadırı kurulur, etrafı çitle çevrilir ve diğer çadırlar bu çitin dışına kurulurdu. Göktürk ve Uygurlarda ise ortada hakan çadırı bulunur, diğer çadırlar rütbeye göre çadırın etrafında halka şeklinde dizilirdi.Otağlar renkleriyle de sahibinin devlet içindeki mertebesini belirtirdi. Göktürk veUygur hakanlarının çadırları, “Altın otağ” olarak adlandırılırdı. Otağlar ayrıca üzerlerini örten keçenin rengine göre ak, boz, kızıl, kara gibi isimler de alırlardı. Hakanın hareminin bulunduğu çadır daima beyaz renkli olurdu. Oğuz Hanın çadırı, kaynaklara göre, her direği altın varakla kaplı ve üzeri yakut, safir, zümrüt ve firuze ile süslenmiştir.Otağlar bir ev büyüklüğünde olup, içerisi perdelerle odalara ayrılmıştı ve bir evde bulunması gereken bölümler mevcuttu. Altınordu Devletinde hakana ait çadır, beyaz renkte ve uzaktan bir tepeyi andırırdı. Divan hanesinin zemini ipek halı döşeli ve ortada hakanın oturacağı kıymetli taşlarla süslü taht bulunurdu. 

Padişahlara ve beylere mahsus büyük süslü çadır. Farsça çetr. Arapça hayme denilen otağ,Orta Asya Türk devletlerinde bir azamet, Müslüman-Türk devletlerinde ise bayrak ve tuğ ile beraber hakimiyet alameti olarak telakki edilmiştir. Çin kaynaklarına göre eski Türklerde bayraksız otağ, otağsız bayrak olmazdı. Uygurlarda, hakan çadırlarına “Bayraklı otağ” denilirdi. Bundan, hakanın çadırının aynı zamanda savaş karargahı olduğu düşünülebilir.

Yorumlar